Köpek sahipleri olarak, köpeğimizin de, bizde olan tüm duygulara sahip olduğuna inanırız. Eve tuvaletini yaptığında, bize kızdığı için böyle davrandığını düşünürüz örneğin. Ya da yaptığı bir yanlış davranışın ardından utandığını iddaa ederiz. Peki, öyle midir gerçekten? Üzgünüm ama değil. Bizlerin köpeklerde utandı, kapris yaptı diye düşündüğümüz duygu durumları, onların vücut dilini yanlış yorumlamamızdan başka bir şey değildir.Genellikle onların, stres altına girmiş vücut dilini böyle yanlış yorumlar ve köpeklerin de biz insanlarla aynı düşünüp aynı duyguları yaşadığını zannederiz. Oysa ki öyle değildir.
Köpekler; utanç, mahçubiyet, gurur , suçluluk gibi duyguları bizim gibi hissedemezler. Duygusal ifadeleri her ne kadar insansı görünse de, ya da biz öyle zannetsek de, onların beyinleri bu duyguları yaşayacak donanımda değildir. Bizlerde bu duyguları yaşatan beyin yapısı, köpeklerde ilkel kalmıştır. Köpekler nasıl hissederler? Bu konulara girmeden önce köpek kim soruna yanıt arayalım isterseniz.
Köpek Kimdir?
Şimdi size o minicik Chihuahua ırkı köpeğinizin kromozom sayısı ile vahşi bir kurdun kromozom sayısı aynı olduğunu söylesem şaşırmazsınız değil mi? Yani onlar aynı tür canlılar. Daha da açıkçası, o minik köpeğinizin içinde gerçek bir kurt saklı. Köpeğin canlılar alemindeki sınıflandırması değerlendirildiğinde, köpeğin ve kurdun sınıflandırması aynı çizelgede olup, sadece alt türe gelindiğinde evcil köpek ve kurt ayrışır. Köpeklerde, Kurt içgüdüleri olduğu yadsınamaz. Köpekler,eğitildikçe ve öğrendikçe içgüdüleri azalır, ancak yok olmaz, eğitildikçe gelişirler ve soydaşları olan kurtlardan farklılaşırlar. Kısacası köpek, yüzyıllar içerisinde kurt olan atasından farklılaşmıştır, ancak en temel içgüdüleri yine de atası olan kurt ile ortaktır.
Duyguları Hissetmede Beynin Rolü:
Düşünceleri ve duyguları yöneten beynin farklı bölümleri vardır. Doğuştan gelen kaç ya da savaş gibi pirmer duygular, hayvanlarda da insanlarda da aynıdır. Ancak, utanç, mahçubiyet gibi duygular ise, prefrontal korteksin güdümündeki sekunder duygulardır. İnsan beyni ile, köpek beyni arasında önemli farklardan biri, beynin frontal lobu ile ilgilidir. Bu lop, insanlara oranla köpeklerde küçüktür. Bu bölge insanlarda entelektüel fonksiyonlardan sorumludur. Beynin kabuğu da, üzerindeki girinti ve çıkıntılar itibariyle köpeklerde ve insanlarda farklıdır.
Yapısal Olarak Beyin
Beyin; Beyincik, Beyin ve Beyin Sapı ile
beraber değerlendirldiğinde, serebrum yani beyin ; öğrenmeyi,duyguları,davranışları kontrol eder. Beyincik yani serebelum; kas kontrolünü sağlar. Serebellum, hareket ve duyuların eş güdümünde önem taşır. Serebellumu zarar görmüş hayvanlarda hareket bozukluğu olur. Beyin sapı ise; periferal sinir sisteminin bağlantılarını kontrol eder.
1-Beyin lopları açısından 4 farklı bölümde değerlendirilir. Bu lopların ayrı işlevleri vardır.
Frontal lop:Alın çevresinde bulunur. Duygular, plan yapma, hareket ve insanlar için konuşmada görevlidir. Yaratıcılık, yargılama, problem çözmeden sorumludur. Bilincin merkezidir. Köpeklerde zayıftır.
Parietal lop:Frontal lobun arkasında bulunur. Beynin arka tepesini oluşturur. Dokunma, ağrı,tat,basınç,sıcaklık gibi sinir duyular ile ilgilidir. Aynı zamanda dil fonksiyonları da vardır.
Temporal lop:Beynin yan taraflarında kulakların üstünde bulunur. Duymadan, hafızadan, anlamlandırmadan ve dilden sorumludur. İşitme, öğrenme ve dil ile ilgili işlevleri vardır.
Oksipital lop:Beynin arkasında bulunur. Objeleri tanıma yeteneği sağlar. Görmeden sorumludur.
2-Beyin; katmanları açısından üç bölümde değerlendirilir. Beyin sapı, Limbik Sistem, Korteks.
Beyin Sapı = Reptilian ( Arka Beyin ) ; Beyin sapı en ilkel alanı oluşturur. Beynin alt kısmıdır ve yapısal olarak, Medulla Spinalis olarak devam eder.Burası,canlıın üreme, yeme-içme,barınma gibi yaşamını mümkün kılan sistemlerin otomatik olarak yürütüldüğü bölümdür. İç güdüsel davranışlar buradan yürütülür.
Limbik Sistem (Orta Beyin); Limbik Sistem, Temporal Lop, Subkortikal ön beyin, ve orta beyin bölgelerindeki ;Hipotalamus,Talamus, Hipofiz bezi, Epifiz bezi, ve Amigdala yapılardan ibarettir. Duyguların üretildiği, yönlendirildiği,sınıflandığı ve arka beyne iletildiği bölümdür. Yoğun duygular, kalıcı öğrenmenin temelini oluşturur.Öfke,zevk,sevinç hep beynin bu bölümünde üretilir.
Thalamus- Beyin sapının üzerinde, duyularınızdan bilgi(görme, işitme, koku gbi) almak ve bu bilgiyi beynin diğer bölümlerine iletmeyi sağlar. Talamusa ulaşan ham bilgi, kortekse iletilir. Bu bölümde uygun bir tepki belirlenir. Tepki duygusal ise amigdalaya başvurulur. Amigdala, ne emrederse, korteks artık onun dediğini yerine getirir. Talamusdan, amigdalaya bilginin nakledilmesinde iki yol vardır. Ya dolaylı ya dolaysız. Dolaylı yol, düşünen beynin yani korteksin tasarrufundadır. Neticede akla uygun çözümler üretir. Dolaysız yol ise direk amigdalaya bilginin sızdığı yoldur. İlkel dürtüsel tepkidir. Bu ilkel dürtüleri yumuşatan ,duyguların makul tepkilere dönüşmesini sağlayan korteksdir. Hüzün gibi bir duygu köpeğin korteksinde işlenemez. O yüzden köpeklerde bu sosyal duygular yoktur. Korteks bunları işlemeye uygun değildir. Hüzünlenip ağlamak biz insanlara özgüdür. Limbik sistem aynı zamanda ödüllendirme merkezi olarak da geçer.Limbik sistem hoşuna giden olayların tekrar yaşanmasını ister.Ödül olmazsa sistem kapanır. Bir köpeğin kendisi ve çevresi ile ile ilgili bağlantılarını Limbik Sistem fonksiyonları belirler.İster Klasik koşullanma ister Operant Koşullanma olsun, köpeklerde öğrenme Limbik sistemde olur. Limbik Sisteme girilmemiş bir kayıt, köpekte panik yaratır. Ağaçtan düşen elmanın yerde çıkardığı sesi bilen köpek bu olayı olağan karşılarken, ilk kez böyle bir olay yaşayan köpek korkar. Bu Limbik Sisteme girilmiş kayıtla ilgilidir.Limbik sistem, insanlarda da bilinçaltı ile ilgilidir. Bilinçaltı yorum yapmaz. Anlamsız bağlantılar kurar. Ağladığı için annesi tarafından emzirilen bir bebeğin, ağlayınca memeden süt gelir diye düşünmesi gibi. Limbik sistem içindeki yapılardan olan Hipokampus, anıları saklar. Köpeklerin zihninde de anılar vardır. Ancak bu anılar insanlardaki kadar keskin değildir.
Korteks (Beyin Kabuğu): Beynin her iki yarımküresini de kaplayan korteks de köpeklerde insanlardan farklıdır.
Evrim sırasında en fazla değişime uğramış beyin bölgesi, beynin dış tabakası olan korteksdir.Yani beyin kabuğu.Prefrontal korteks insanlarda çok gelişmiştir. Sistemli düşünmenin ve konuşma, bilinç,irade , kavram oluşturma,bildiğinin farkında olma, akıl yürütme gibi fonksiyonların icra edildiği merkezdir. Korteks üzerinde oluk ve yumrular vardır. Beynin işleviyle ilgili önemli bir ipucu, daha gelişmiş hayvanlardaki korteksin daha kıvrımlı bükümlü olmasıdır. Korteks ne kadar büyük se, hayvan o kadar fazla düşünebilir. Köpek korteksi de insan korteksi gibi çalışır.Ancak, köpek korteksi insan korteksi kadar felsefi yetenek ve niceliğe sahip değildir. Korteks işbirliği ile refleksler yönetildiğinde öğrenme eylemi gerçekleşir.Köpekte beyin korteksi,öğrenmede ve problem çözmede insan korteksi kadar faal değildir.
Köpeğin Algıları ve Beyin Gelişimine Etki Eden Faktörler :
Beynin prefrontal korteksi, biz insanlarda, gelişimi en uzun süren kısımdır. İnsan beyninde myelinizasyon 3 yaşının sonuna kadar sürer.Köpek yavrusu da beyin miyelinizasyonu açısından immatür doğar. Beyin gelişimleri doğumdan sonra da sürer.Bu yüzden yeni doğan yavru ilk üç gün içinde kesilen kuyruğunun acısını algılamaz ancak, myelinizasyon süreci insandaki gibi yıllar almaz, daha hızlıdır. Yavruda henüz beyin miyelinizasyonunun tamamlanmadığı, EEG aktivitesinin gözlemlenmediği neonatal dönemde(doğum sonrası ilk 2 hafta) bile, dokunma, ısı ve tat algıları mevcuttur. Görme, duyma ve ısı düzenleme ise henüz gelişmemiştir. İlk iki haftadan sonra bu duyular da gelişir. Yavruda, neonatal periyotda sadece derin uykuyken görülen düzensiz ve düşük amplitüdlü EEG dalgaları, 2 aylıktan sonra derinleşmemiş uyku halinde de görülmeye başlar.
Yavru köpekte, beyin gelişimini etkileyen faktörler vardır. Örneğin, gebelik sürecinin üçüncü aşamasını stres altında geçiren anne köpeğin yavrularının öğrenme yeteneğinde düşüklük , duygusallığında ve davranışlarında abartı olur. Öte yandan, yavru köpeğin EEG yorumları eşliğinde yapılan çalışmalarda, yaşamının ilk yıllarında yumuşak stres altında bulundurulanlar , ilerleyen dönemlerde problem çözmede stressiz büyüyenlere göre daha başarılı olmuşlardır . Yavrunun beyin gelişimi için neonatal periyoddaki yumuşak stresin olumlu olduğu sonucuna varılmıştır. Hafif stres yavruyu olgunlaştırır, büyütür, duygusallığı azaltır, bazı hastalıklara karşı direnci arttırır. Eğitimsiz köpeklerin frontal lobu yeterince büyüyüp gelişemez. Yavru bir köpek, büyüme döneminde çok uyarana maruz kalıp beyni süper stimüle edilirse, beyin hücreleri ve bunların iç bağlantıları gelişir. Duyusal uyarıların köpeği erken etkilemesi, sonraki dönemlerde yeni çevreyi kolay tolere etmesini sağlar. Melez köpeklerin, beyinleri saf ırklardan daha büyük, uyarı stimülasyon aralığı daha geniştir.
Köpekler Nasıl Düşünürler?
Kimi bilim adamları,dil ve düşünme yeteneğinden yoksun olanların bilinçsiz olduğunu iddia ederler ki bu durumda otistik kişileri de hayvanlar gibi aynı grupta değerlendirmek gerekir. Çünkü onların da beyinlerinde içsel bir dil yoktur.Dil olmadığı için bilincin varlığını yadsıyan bu görüşe karşı çıkanlar ise, görsel algıdan bahsederler. Yani bir kavramı anlamak, hayali olarak görsel resmin şeklini bilmek ve hissetmektir.Bu yorumu destekleyenler, düşüncenin dil temelli değil duygu temelli olduğunu savunurlar. Kavramlar zihin hafızasında ayrı ayrı resim olarak stoklanır. Kavramlar şekillerle sınıflandırılır. Görsel olarak şekillenmeyen kavramlar da iyi ve kötü olarak sınıflandırılır. Örneğin evi kirletmek sonunda cezalandırılmak olduğu için kötüdür. Görsel algıda, kavramların oturduğu bir dil yoktur. O yüzden somut şeyleri anlamak kolaydır. Ancak felsefi ve soyut kavramları anlamak çok zor hatta imkansızdır. Onlar için sözcükler zihinde resmedilmediği sürece anlamsızdır. Görsel resimlerle kavramlar şekillendirilip, genelleştirilir.
Bazı bilim adamlarınca hayvanlar, otistik insanlar gibi düşünürler.
Örneğin bir rehber köpek, yaşadığı bölgedeki kavşakları tanımayı öğrenebilir. Eğiticisi ona kavşakların genel özelliklerini eğiterek öğretebilir. Trafik ışıklı bir kavşakda nasıl davranacağını öğrenen bu köpek, trafik ışıklarının olmadığı kavşakta ne yapacağını şaşırır. Otizm, yani söze dayalı olmayan iletişimde de durum aynıdır. Örneğin,otistik bir kişi, kendi evinin olduğu yerde karşıdan karşıya geçmemesi gerektiğini bilir ama başka bir yerde bu kuralı uygulamaz.Otistik biri için, güvenlik görevlisi yeşil kıyafetli insandır. Kendisini durdurup kontrol edendir. Fakat, onu neden kontrol ettiğini bilmez. Ötesini anlayamaz. Yine araştırmalar ortaya koymuştur ki, otistik beyinlerde beynin farklı kısımlarının iç bağlantıları daha azdır. Otistikler, aynı anda duyma ve görmede büyük zorluk yaşarlar. Birden fazla uyarana maruz kaldıklarında, bu uyarıları birleştirip bütünleyemezler.
Köpekler, duyu algılarıyla düşünürler. Görsel, işitsel ve koku imajları oluştururlar. Eve geç gittiği için sahibinin yastığını, gazetesini, ayakkabısını parçalayan köpek aslında sahibini sembolize eden nesneleri , sahibi ile iletişime geçme çabası yüzünden parçalamıştır.
Sahibi ile eğlenceli zaman geçiren köpek, bu tanımlamayı beynine işler. Sahibinin eve gelme saati geldiğinde, deneyimlediği imaj ile, sahibini selamlama seremonisine hazır bekler. Bu aşamada vücudu da salgıladığı adrenalin ile beklemeye eşlik eder. İstediği gerçekleşmediğinde yaşadığı hayal kırıklığı ve endişe hali Adrenalin seviyesini daha da yükseltir. İsteğini tatmin edecek gerçek bir şeyle uğraşma haline yönelip sahibini deneyimlemek ister. Bu sahibine ait bir eşyadır. En azından sahibinin kokusu olmalıdır. O eşyayı parçalar, koklar, tadına bakar. Sahibinin yerini tutmasa da bu davranışlarla tatmin olmaya çalışır. Sahibi gelince, yaşadığı manzara karşısındaki tavrı ile ona kötü davranması sonucu bu kez sahibi ile ilgili negatif imaj beynine resmedilir. Genelde köpek sahipleri ilk cezalandırmadan sonra köpeğin birkaç gün için iyi olduğunu ve hatasız davrandığını söylese de aslında bu travmatik deneyimin yarattığı amnezi durumudur. Köpek, sahibi ile arasındaki duygusal kararsızlığı bozuluncaya kadar bu eşyalara br daha zarar vermez. Ancak, sahibine ait negatif ve pozitif imajların zıtlaşması köpekte daha büyük sıkıntılara yol açar. En doğru tutum, köpekte , sahibine ilişkin negatif imaj yaratılmamasıdır. Eşya parçalayan köpeği dövmek yerine, onu başka bir odaya alıp dağıttığı odayı temizlemek ve bir daha bu olayı yaşamamasına özen göstermek gerekir. Dolayısıyla separasyon anksiyete gibi sorunları çözmek için en iyi tedavi pozitif imaj uygulamalarıdır.
Köpekler Nasıl Öğrenirler?
1-Gözlemleyerek:Bu, basit bir neden için gönüllü bir harekettir. İrade ile yapılır. İrade dışı gelişmez. Örneğin, oyuncak kutusundan oyuncak alıp çiğneyen köpeği gören bir başka köpek de gözlemleyerek aynı şeyi yapar.
2-Klasik Koşullanma:Başlangıçta bir uyarı ve ona yanıt olarak gelişen refleksel tepkinin, aynı uyarıcıya eş zamanlı (ya da hemen evvel ) ikinci, nötr bir uyarıcı ekleyerek yeniden oluşmasını sağlamak, ve nihayetinde ilk uyarıcıya(mutlak uyarıcı) gerek kalmadan sadece ikinci-nötr uyarıcıya maruz bırakarak aynı tepkiyi yaratmak.Bu tepki irade dışıdır. Bu öğrenme şeklinde dört etken vardır. Koşulsuz uyarıcı, koşulsuz tepki,koşullu uyarıcı ve koşullu tepki. Pavlov bunu,yemek,salya,zil sesi,salya olarak deneylemiştir.
3-Edimsel Koşullanma(=Operant Öğrenme):İstenilen bir davranışın koşullanmasıdır. Klasik koşullanmada tetiklenen bir davranış varken, Edimsel Koşullanmada, istemli olarak davranışı sergileme fiiliyatı vardır.Uyarana karşı tepkilerini seçme ve davranışta bulunmada serbesttir. Köpek, bir davranışın ne türden sonuçlara yol açacağını öğrenir.Davranışının sonuç ile bağlantısını kavrar.Davranışının sonucuna bakarak ödüle götüren yolu öğrenir. Davranışının devamlı olması ve daha iyi sergilenmesi için pekiştireçler kullanılır. Köpekler için pekiştirme ve cezalandırmalar 1-3 saniye içinde uygulanmalıdır. Zamanlama doğru olmazsa köpeğin kafası karışır. Yapılması istenilmeyen davranışlar için de cezalar uygulanır. İnsanlar için, birine bir şeyin niçin olduğu açıklanabilir, ancak köpekler için bu mümkün olmaz. Edimsel koşullanmada köpek, bunu yaparsam şu olur, şunu yaparsam bu oluru öğrenir.